Güncel Haberler

Türkiye konut satışlarında Avrupa'da birinci sırada

AA muhabirinin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve diğer ülkelerin ilgili kurumlarından derlediği verilere göre Türkiye, 44 ülkenin bulunduğu Avrupa'da yıllık ortalama 1,5 milyon konut satışında birinci, 37 OECD ülkesi arasında ise ABD'den sonra ikinci sırada yer alıyor.

OECD bölgesinde Türkiye'yi geride bırakan tek ülke olan ABD'de geçen yıl 4,06 milyon konut satılırken, Türkiye'de bu rakam 1 milyon 478 bin25 oldu.

Avrupa'da Türkiye'den sonra en fazla konut satışı 1,24 milyon ile İngiltere'de gerçekleşirken, bu rakam Fransa'da 750 bin, İtalya'da 720 bin, İspanya'da 715 bin 429, Hollanda'da 206 bin 500, Portekiz'de 156 bin 325 ve İsveç'te 164 bin 80 oldu.

Sektör temsilcileri AA muhabirine, Türkiye'de inşaat sektörünün gücünü, konut alanındaki verileri, yüksek konut satış oranlarına rağmen düşen konut sahipliği oranını ve sektörün büyümesi için yapılması gerekenleri anlattı.

“(VERİLER) ÜLKEMİZDE KONUTUN TEMEL BİR YATIRIM ARACI OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, konut satışlarındaki yüksek ivmenin bu yıl da devam ettiğini ve Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,2 artarak 1 milyon 128 bin 727 adete ulaştığını söyledi.

Türkiye'de gayrimenkul sektörünün çok güçlü olduğunu belirten Çekici, şöyle konuştu: “Konut satışlarında Avrupa'da birinci, OECD ülkeleri arasında ikinci olmamız, sektörün dinamik yapısını ve ülkemizde konutun ne kadar önemli bir yatırım aracı olduğunu ortaya koyuyor. Bu rakamlar, gayrimenkul sektörünün sadece sığınak olarak değil aynı zamanda tasarruf ve birikim aracı olarak görülmesinin bir sonucudur.” dedi.

“SEKTÖRÜN BÜYÜKLÜĞÜ UZUN VADELİ POLİTİKALARIN ÖNEMİNİ ORTAYA ÇIKIYOR”

Neşecan Çekici, yüksek satış hacminin sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik açısından dikkatle incelenmesi gereken bir tabloyu beraberinde getirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Artan maliyetler ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar ev alıcıların davranışlarını şekillendiriyor. Sektörün büyüklüğü, arz-talep dengesini sağlayacak uzun vadeli politikaların önemini de ortaya koyuyor. Gayrimenkul üretiminin kalitesi, kentsel dönüşüm, enerji verimliliği, şehir planlama gibi unsurlar artık satışlar kadar önemli hale geldi. Türkiye'nin emlak piyasası güçlü ama bu gücü sosyal konut, yeşil konut ve dönüşüm projeleriyle dengelememiz gerekiyor. Hükümetin bu konuda attığı adımlar çok kıymetli.”

Çekici, hedeflerinin satış hacmi kadar topluma ve çevreye katkı sağlayan bir sanayi yapısı olduğunu vurgulayarak, bu sayede hem ekonomik hem de sosyal olarak daha dengeli bir büyüme sağlanabileceğini söyledi.

“Yüzyılın Konut Projesi” kapsamında 81 ilde 500 bin sosyal konut inşa edileceğini hatırlatan Çekici, bu adımları memnuniyetle karşıladığını söyledi.

“ON YILLIK KONUT POLİTİKASI OLUŞTURULMALI”

GYODER Başkanı Çekici, Türkiye'de konut satışlarının yüksek olmasına rağmen konut sahibi olma oranının düşük olduğuna dikkat çekerek, “1+0” tipi dairelerin yapımına izin verilmesinin, sosyal konutların taşınmasının ve kentsel dönüşüme desteğin bir kez daha önemine dikkat çekti.

Dönüşüm ve finansman alanında yaşanan sorunlara da değinen Çekici, 10 yıllık konut politikasının oluşturulması, arsa, finansman, tasarım ve konut tipolojilerinin net bir şekilde planlanması gerektiğini, bu amaçla kamu, özel ve STK sektörlerinin katılımıyla bir “Türkiye Konut Politikası Platformu” oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Konut üretiminde son yıllarda estetikten uzaklaşıldığı yönündeki eleştirilere yanıt veren Çekici, buna önem verdiklerini, hızla büyüyen kentsel dönüşüm ve demografik dinamiklerin sektörde önceliği miktara dayalı üretime kaydırdığını söyledi.

Neşecan Çekici, “Ancak bu noktada sadece barınma ihtiyacını karşılayan değil, aynı zamanda yaşam kalitesini artıran, şehre değer katan projeler de ön plana çıkıyor. Sektörde estetik, mimari kimlik ve yerel dokuyla uyum giderek önem kazanıyor.” dedi.

“Depreme dayanıklı konutlar ve 500 bin sosyal konutun yerinden edilmesi dünyada benzeri görülmemiş bir başarıdır”

Gayrimenkul Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ziya Yılmaz da son yıllarda ikinci el konut satışlarının payının arttığını, birinci el konut üretim ve satışının artması gerektiğini söyledi.

Yılmaz, düşen faiz oranları ve krediye erişimin kolaylaşmasıyla birlikte ilk elden satışların ve kredili satışların artacağının beklendiğini, sektörün Türkiye ekonomik büyümesinin en önemli itici gücü olduğunu, bu başarı hikayesinde yabancıya yapılan satışların da etkisinin olduğunu anlattı.

Yılmaz, deprem bölgesinde üretilen konutların yanı sıra, geçtiğimiz günlerde açıklanan 500 bin konutluk üretim transferinin dünyada benzeri görülmemiş bir başarı olduğunu kaydederek, “Bu büyük çalışma hem kamunun hem de özel sektörün üretim kapasitesini ortaya koyuyor ve sektörümüz için önemli bir motivasyon kaynağı.” dedi.

Kalıcı arz dengesinin sağlanması ve bu ivmenin daha sürdürülebilir olabilmesi için üretim koşullarının daha ulaşılabilir hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Günümüzde üretim hızını yavaşlatan en önemli faktörler yüksek arsa maliyetleri ve finansmana erişimdir. Kamunun üreteceği arazilerin vadeye dayalı ve uygun şartlarda özel sektöre verilmesi üretim maliyetlerini dengeleyecektir. Kamu arazisinin planlanan üretim gücü ile özel sektörün hız ve kalite kapasitesi birleştiğinde konuta erişimin yaklaşık yüzde 40 artabileceğini öngörüyoruz.”

Yılmaz, müteahhitlerin sadece konut yapan değil, şehirlere kimlik kazandıran, yaşam kalitesini artıran projeler üreten bir yapıya sahip olması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Yeni projelerde yeşil alanlara, sosyal donatılara ve insan odaklı planlamaya verilen önem her geçen yıl artıyor. Markalı konut üreticilerimizin üretim kalitesinin ve mimari anlayışının artık dünya standartlarını karşıladığını, hatta birçok alanda bu standartları aştığını düşünüyoruz.” dedi.

“TÜRKİYE ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA LİDERLİĞİNİ DEVAM EDECEKTİR”

Gayrimenkul Yapımcıları ve Geliştiricileri Derneği (İNDER) Başkanı Engin Keçeli, Türkiye'nin konut üretimi ve satışında haklı liderliğini önümüzdeki yıllarda da sürdüreceğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Nüfus yapısı ve genç nüfusun genel nüfusa oranı Avrupa ve OECD ortalamalarının oldukça üzerinde. Ayrıca üretim kapasitesi de oldukça dinamik ve coşkulu. Dolayısıyla hem talep hem de arz oluşumu açısından koşullar olumlu. Ayrıca Türk gayrimenkul geliştiricileri son yıllarda büyük ilerleme kaydetti. Bu hem teknoloji hem de iş gücü gelişimi açısından farkını ortaya koydu. Kamu desteği ve gayrimenkul sektörünün gelişmesiyle hak ettiğimiz yere ulaştık.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu